28 Aralık 2011 Çarşamba

AVAKADO DİP SOS


 

Avakado çok çeşitli şekillerde yenebilen bir meyvedir. Salatası, kanepe türleri, makarna sosu ve Meksika mutfağına özgü bir Guakamole mezesi halinde  yenebilir.Zamanımın olmamasından dolayı tadları farklı 2 ayrı sos hazırladım. 1. sos  ekmeklerin üzerine sürerek kanepe gibi, cips ile  dip sos yada daha sağlıklı olsun derseniz ev yufkasını  fırında kurutarak  dip sos ile  kullanabilirsiniz.

1. SOS

  • 1  yumuşak avakado

  • 1  orta boy domates

  • 1 diş sarımsak

  • 1/2 limon suyu

  • 1 tatlı  kaşığı tahin

  • yarım çay kaşığı himalaya tuzu

  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı

  • 1 adet yeşil biber


Kararmamış 2 adet yumuşak avakadonun kabuğunu soyup, çekirdeğini çıkaralım.Eğer avakadonuz sert ise kese kağıdına sarıp bir kaç gün bekletebilirsiniz.Domates,sarımsak ve yeşil biberlerle beraber limon suyunu ve tahini ekleyip blenderdan geçirelim.

Ev yufkasını fırında kıtır kıtır olana kadar hafif ısıda kurutup birlikte yenilebilir.Yada  ekmek üstüne sürerek  kanepe gibi tüketebilirsiniz.


2. SOS

(Cipsler için daha uygun)

  • 1 adet avokado

  • 1/2 su bardağı yoğurt

  • 1 yemek kaşığı mayonez

  • 1 diş sarımsak

  • yarım çay kaşığı himalaya tuzu

  • pulbiber,nane ve kekik


Hazırlanışı


  1. Avokadonun kabuğu soyulup, çekirdeği çıkartılır.

  2. Avokado, yoğurt, mayonez ve dövülmüş sarımsak ile beraber iyice ezilip püre haline getirilir.Biraz nane, pulbiber ve kekikle karıştırıp cipslerin yanında servis yapabilirsiniz.


       Afiyet olsun...


 

 

24 Aralık 2011 Cumartesi

SİMURG

 



Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...

Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.

Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;

Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);

Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;

Baykuş yıkıntılarını özlemiş,

Balıkçıl kuşu bataklığını...

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.

Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.

Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;

"SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş.

Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.

Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...




 

11 Aralık 2011 Pazar

Tanrıçaların Kış Çayı


1 adet taze zencefil
1/2 limonun kabuğu ve suyu
2 tarçın kabuğu
1 tatlı kaşığı karanfil
1/2 portakal kabuğu rendesi
kaynamış su


Tüm malzeme sıcak su  koyulmuş tencerede 10 dk kadar hafif ateşte demlenir.Süzün ve servis yapın içine bir kaşık agave şurubu, doğal bal yada hurma şurubu ile tatlandırabilirsiniz.

Gün içerisinde tüketmek üzere termosa koyup,  haftasonu dışarı çıkarken yanınızda  alabilirsiniz.Tarif için Gül KAYNAK ' a teşekkürler...

 

8 Aralık 2011 Perşembe

Tenekede Tavuk


Geçtiğimiz  aylardaki Niğde ziyaretimizde kuzenim bizim için yaptı. Zahmetsiz, kolay ve tadı muhteşemdi. Tavuk tavuk olalı böyle lezzetli pişmemiştir:

Bunu yapabilmemiz için şehirde kendimize ateş yakmaya elverişli bir ortam ve  yakmak için odun bulmamız gerekiyor.Ateş yakacak yer bulması zor iken odun bulmak çok kolay:)) Bakın etrafa öyle çoklar ki!

Şimdi gelelim tarifimize :

-1 adet köy tavuğu

(Tavuğun lezzetlisi 45 gün içinde kesilmek üzere yetiştirilen, gün ışığı görmemiş depresif bir hayvan değil tabiki:)

-Teneke

-Ateş,toprak, hava  ve odun :)))

-Demir bir sopa,kazık  yada ona benzer birşey...

Demir sopayı toprağa gömün!Tavuğu sadece tuz ile ovup onuda demir sopanın üzerine geçirin.Vay efendim bunda hijyen yok falan derseniz sopanın etrafını  alüminyum  folyo ile kaplayın.Teneke steril değil diyorsanız yazının kalanını  okumayın.

 


 

Tenekeyi üzerine kapatıp,etrafı toprakla örtün.Odunları  tenekenin etrafına yerleştirin.Üzerine ağır bir taş koyabilirsiniz. Piknik delisi arkadaşlarımdan duyduğuma göre  Ankara/Ulus civarında bu düzenek satılıyormuş.Demir sopanın bir tepsiye monte edilmiş olduğunu ve sebzeleri bu tepsiye dizip pişirildiğini duydum. 30 dk gibi bir sürede pişiyor.

Hayatımda yediğim en lezzetli tavuk sanırım buydu.

Arzucum eline sağlık:)

 

 

 

 

 

4 Aralık 2011 Pazar

KURU FASULYE PASTASI


Hasta ziyareti için eve gelen komşularımızdan birinin kestaneli pasta gibi harikaydı, şef bile anlamadı, kuru fasulye olduğuna inanmadılar şeklindeki cümlesinden hareketle oturdum siz kıymetli okurlarım için araştırdım.Kestaneli pastaya olan aşkımdan dolayı denemeye karar verdim.Sonuç harikaydı:)


Tıpki fıstıklı görünen ıspanaklı kek gibi kestaneli pastaya benzeyen kuru fasulye pastası...

Yaparken içinde un olmadığından Gluten alerjisi olan   Çölyak hastaları içinde harika olacağı düşündüm.

Malzemeler:

  • 2 su bardağı kuru fasulye

  • 3 yumurta

  • 1 su bardağı dövülmüş ceviz

  • 1.5 su bardağı toz şeker

  • 1 paket kabartma tozu

  • 1 paket vanilya

  • 1 adet portakal, mandalina kabuğu

  • 1 tatlı kaşığı tarçın

  • 1 paket puding yada çikolata sosu yada krem şanti (tamemen size kalmış)


 

Hazırlanışı:

  • Bir gece önceden ıslattığınız fasulyeleri su ekleyip haşlayın.Benim öyle bir imkanım olmadı.Fasulyeyi düdüklü tencereye koyup 40 dk pişirdim. Haşlanan fasulyeleri süzüp içine şekeride ekleyip rondodan  geçirin.

  • Ceviz içi, kabartma tozu, vanilya,portakal ve madalina kabuğunuda  ekleyip fasulyelerle karıştır.Bu karışıma başka bir kapta çırpıp köpürttüğünüz yumartaları yavaş yavaş ekleyin.Kalıba döküp ve 170 derecelik fırında 30 dk. pişirin. (Keki kürdan batırarak kontrol edebilirsiniz)

  • Pudingi arka tarafında yazılan şekilde hazırlayıp fırından çıkan  ılımış kekin üzerine döküp bir gece buzdolabında bekletin.Afiyet olsun...

27 Kasım 2011 Pazar

Kendimizi Şımartma Zamanı...

Mevsim sonbahar, aylardan kasım...

Kimine göre ayrılık, kimine göre aşk mevsimi:)

Havada bu kadar çok yoğun duygular uçuşurken kendimizi şımartma zamanı olduğunu düşünüyorum.Anlatmak istediğim ve kullanmaktan keyif aldığım birkaç ürün var.Onları bugün paylaşmak istiyorum.

LaNaturel Doğal deodorant:


 



Birkaç aydır kullandığım ve çok sevdiğim bu deodorantı artık görücüye çıkarma zamanı geldi.Kokusuz ve iz bırakmaması, spor yapıp terleseniz bile hiç ter kokusunun olmaması ve en önemlisi tamamen doğal olması sebebiyle benim favorimdir.Ter kokmayayım derken kansere davetiye çıkarmayalım.İçeriği sizi etkileyecektir.Fiyatıda 15-17 arası bulunabiliyor.Bay ve bayan seçenekleri mevcut.

İncelemek isterseniz  TIKTIK

Doğal Deodorant Özellikleri :
•  Aluminium Chlorohydrate İÇERMEZ !
•  Aluminium Zirconium İÇERMEZ !
•  Hiçbir Sentetik Koku Kimyasalı İÇERMEZ !
•  Hiçbir Renk Verici Kimyasal İÇERMEZ !
•  Hiçbir Koruyucu İÇERMEZ !
•  Alokol İÇERMEZ !
•  Alerjik Bünyelilerin Dostudur.

Doğal Deodorant İçeriği :
LaNaturel Doğal Deodorant Tamamen Doğal Mineral ve Bitkilerden Üretilmiştir.
•  Zeytin Yaprağı Suyu
•  Palmiye Ağacı Yağı Gliserini
•  Doğal Mineral Tuz
•  Mısır Şekeri Sakızı
•  Bitki ve Çiçek Suları

Evde Spa: Sıkılaştırıcı Kahveli Body Scrub


 


• 2 fincan çekilmiş kahve
• 1/2 fincan tozşeker veya deniz tuzu
• 1 fincan masaj yağı



 

Uygulama: Öncelikle cildinizin gözeneklerinin açılması için sıcak bir banyo yapımalısınız. Daha sonra malzemelerin tamamını karıştırıp güçlü dairesel hareketler ile elde ettiğiniz kahveli karışımı cildinize uygulayın.Banyodaki kahve kokusu sizi mutlu edecektir etmesinede birde temizlemesi olmasa...

Vücut Yağı:


 



Kuru bir cildiniz varsa ve içeriği konusunda kuşku duyulan bebek yağlarına güvenmiyorsanız benim gibi yapıp saf zeytin yağından kendi vücut yağınızı hazırlayabilirsiniz.Ayvalıktan aldığım zeytinyağının içine  bir çubuk vanilya ekleyip  banyo yağı olarak kullanmaya devam ediyorum.Deneyin pişman olmazsınız:)

 

 


18 Kasım 2011 Cuma

Neden Yazmıyorum?


Neden yazmadığımı bilmiyorum...


Tıpkı senin neden okuduğunu bilmediğin gibi...


Canım hem dışarda olmak istiyor,hem içerde...

Bazen sahip olduğum güvenli alanımda, bazen  çok uzaklarda...

Karmakarışık hisler, karmaşık duygular içindeyim...

Zaman su gibi akıp giderken ben yalnızca seyretmek istiyorum...

Bir gün Venedik 'e  bir başka  gün  Ağva'ya gitmek istiyorum...

Bir gün cam kenarından yağan yağmuru izlemek,  başka bir gün yağan karın altında sıcak şarap içmek istiyorum...

Birilerine sarılıp uyumak istiyorum...

Kırk yıldır berabermiş gibi   güvende hissetmek istiyorum...

Günlerdir görmemiş gibi özlemek istiyorum...

Listem uzayıp  gidiyor...

 

İyi hissettiğimde yeniden yazıyor olacağım...

Ben dönene kadar sevdiklerinize sarılın:)

Ruhunuz hep sıcacık kalsın.Gözleriniz güzel baksın...

Mutsuzluktan koşarcasına kaçın...

Bırakın bazen kafanız karışık kalsın...
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=pfYUQJzDeOc#!

17 Ekim 2011 Pazartesi

Portakal Orda Kal!


Her kadının korkulu rüyasıdır selülit.Kimse kendinde o portakalımsı tabakayı görmek istemez.Tüketim tanrısının gözünü döndüren bu problem için milyon tane krem icat edilmiştir.Hiç biri  derde deva olmamış,  günah keçisi olarak asitli içecekler ve kafein  gösterilmiştir. Kanaatimce oluşumu tamamen kişiye ve bünyeye özgüdür.


Sizde  portakal, orda kal :) demek istiyorsanız,  İngiliz manken  Ruth Crilly’nin  videosundaki gibi kuru fırca ile kendinizi fırçalayabilirsiniz.Manken ablamız 8 yıldır hergün kendini fırçalıyor.Fırçalama işlemi;  ölü deri hücrelerinin temizlenmesine, kan dolaşımının hızlanmasına ve lenf  drenaj sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı oluyor.


Yumuşak, doğal kıllara sahip uzun saplı bir fırçayla  fırçalayın kendinizi.Fırçalarken her zaman kalbinize doğru  fırçalamaya dikkat edin.Kolumu bacağımı ne yöne fırçalayacağım kalbim nerde diyorsanız Ruth Crilly' nin videosunu izleyin.Benim bir video hazırlamam konusunda kafanızda bir soru işareti varsa hemen vazgeçin.



http://www.youtube.com/watch?v=m9xWT1pBRSs&feature=player_embedded

 

Ben doğal kıllı bu fırçayı Atlantis Rossmanndan aldım.Fiyatı 7-8 tl gibi birşey.



Her sabah sadece 10 dk ayırarak daha sağlıklı  bir cilde kavuşabilirsiniz.Sabahları  kan dolaşımını hızlandırdığından  kendinizi daha dinç hissetmenizede sebep olacaktır.


Önemli Bir Uyarı


Varisli damarların üstünü ya da egzama, cilt hastalıkları ve deri tahrişleri söz konusuysa, bu bölgeleri hiç bir zaman fırçalamayın.

12 Ekim 2011 Çarşamba

TEPSİ MANTISI ( MUHACİR MANTISI )


Mudanya gezimde  nazik ev sahipleri ile beraber yaptık. İlk aşamasından son aşamasına kadar çekip, tadına bayıla bayıla yedik:) Yapımı kayseri mantısına kıyasla kolay.İlk kez deneyecekseniz zaman alacağını bilmeniz gerekli.  Sizde benim gibi akşam saat 20.00 'dan sonra “canım mantı çekti, kalkıp yapıyım “demeyin. Bütün işlemlerin bitmesi ve sofraya oturmamız 22.30 oluyor bilesiniz:)

Malzemeler:
5 bardak un
1 adet yumurta
tuz
su

İç malzemesi:
küçük boy tavuk
tuz
karabiber
margarin

Üzeri İçin:
Tereyağı
Kırmızı pul biber
Sarımsaklı yoğurt


Hamur malzemeleri ile oldukça sert bir hamur yapalım. Eşit parçaya bölüp üzerine nemli bir bez örtüp 30 dk dinlenmeye bırakalım.

Bütün tavuğu yıkadıktan sonra, düdüklü tencerede pişirelim. Tavuğun kemiklerini ve derisini atıp, kalan kısımlarını ince ince doğrayalım. Karabiber ve tuz ile tatlandıralım. Suyunu da mantıyı pişirmek için kullanacağımız için muhafaza edelim.

Hamuru oklava ile açıp 5 x 5 cm ‘ lik karelere bölelim. İçlerine tavuklu harçtan koyup ortasında ki tavuk görünecek şekilde kenarlarından  katlayalım. Şekilleri kayık gibi olacak.

Fırın tepsimizi margarin ile yağlayıp katladığımız mantıları yan yana, düzenli bir şekilde diziyoruz. Ocağın üstünde çevire çevire altları pembeleşene kadar pişirdikten sonra kalan tavuk suyunu kepçe yardımıyla mantıların üzerine gezdiriyoruz. Yeterince ıslandıktan sonra bir başka tepsiyle fırın tepsinin üzerini kapatıyoruz. Mantı suyunu çekene kadar çevire çevire pişirmeye devam ediyoruz.Nevin teyzenin söylediğine göre ocakta pişirmeden fırındada pişirilebiliyormuş.


Bursalılar üzerine yalnızca terayağ  pulbiber karışımı sosla yemeyi tercih ediyorlar.İç Anadolu yemek kültürüyle büyüyen ben,  sarımsaklı süzme yoğurt ve kırmızı pulbiber ile yemeyi seçiyorum.

Burdan sonrası sizin hayal gücünüze ve damak zevkinize bağlı:)

Afiyet olsun.

 

 

23 Eylül 2011 Cuma

Kuru ve Çatlamış Dudaklara Müjde:)



Sizde benim gibi tüm mevsimlerde kurumayı tercih eden dudaklara sahipseniz  biliniz ki artık bu sorun tarih oluyor.Tüm kızların bildiği katkısız,psikolojinize son derece yararlı,  başka yollar bulunsa da, gelin biz yinede çantada taşınabilir bir krem ile  bu sorunumuzdan kurtulalım.



La Roche Posay Ceralip Çatlak Onarıcı Dudak Kremi , dermatologlar tarafından reçetelenen, tamamen doğal shea yağı ve balmumu ile zenginleştirilmiş formülü sayesinde  dudaklara sağlık vaad ediyor.Vaadini de gerçekleştiriyor.Kesik ucuyla sürümü kolay,vazelin kıvamında.Kokusu ve rengi yok.15 ml olan bu tüp eczanelerde şu an indirimde.Sanırım fiyatı 16,99 tl gibi son derece ekonomik fiyatı ile  benim vazgeçilmezim...

 

Uzun zamandır bu sorunla karşı karşıya olduğum için deneyip,  başarısız bulduklarımı da belirtmekte fayda var:)



 

 

13 Eylül 2011 Salı

AKBANK 21. CAZ FESTİVALİ'NE ZAZ GELİYOR!

http://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A


 


Fransa'nın dünyaca ünlü iki yıldızı Fréhel ve Edith Piaf'ı hatırlatan buğulu sesiyle ve bestelediği şarkılarla, 2010 yılında Avrupa'da "En Beğenilen Fransız Şarkıcı" ünvanını alan ZAZ, Akbank 21. Caz Festivali kapsamında Türkiye'ye geliyor.

Türkiye'nin en uzun soluklu festivallerinden Akbank Caz Festivali'nin bu yılki sürpriz isimlerinden biri olan ZAZ, 22 Ekim 2011, Cumartesi günü müzikseverlere Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda unutulmaz bir konser verecek.

20 yıl boyunca Max Roach, Art Ensemble of Africa, Cecil Taylor, Abbey Lincoln, Dave Holland, Archie Shepp, McCoy Tyner, Henry Threadgill, Abdullah İbrahim Trio, Steve Coleman & Five Elements, Stephan Micus, Roberto Fonseca ve Terje Rypdall gibidünyanın en önemli caz sanatçılarını ülkemizde ağırlayan, genç ve başarılı caz sanatçılarına performans sergileme olanağı sunan Akbank Caz Festivali, Pozitif'in organizasyonu ile bu yıl da sürprizlerle dolu programıyla şehri caz ile donatacak.

 

ZAZ Hakkında
Gerçek ismi Isabelle Geffroy olan ZAZ, 1 Mayıs 1980 tarihinde Fransa'da doğdu. Beş yaşından itibaren müzik teorisi, keman, piyano, gitar ve koro şarkıcılığı dersleri alarak müziğe başladı. Bordeux'a taşındığında "Fifty Fingers" isimli blues grubuyla, sahne hayatına adım attı. 2009 yılında Paris'te gerçekleştirilen "Generation Reservoir" isimli yarışmada birincilik kazandı. 10 Mayıs 2010'da kendi yazdığı ve söylediği şarkılardan oluşan ilk albümünü yayınladı. Sony Müzik tarafından ülkemizde de yayınlanan albümü ile büyük beğeni toplayan ZAZ, 2010 yılında Fransa'da ve Avrupa'da "En Beğenilen Fransız Şarkıcı" ünvanının sahibi oldu.

NOT:Bu yazı http://www.akbanksanat.com dan kopyalanmıştır:)

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Pangasius Fileto



Vietnam ve çevresinde iç sularda bulunan ve ayrıca bu bölgelerde yetiştiriciliği yapılan beyaz etli ve çok lezzetli bir balıktır. Özellikle Avrupa Birliği Ülkelerinde çok fazla tüketilen Panga, aşina olduğumuz dil balığına benzer bir tada sahiptir.

Panga yağ oranı düşük, protein oranı yüksek bir balıktır. Kalsiyum, sodyum ve demir içermektedir. Ayrıca Vit A ve C bakımından da zengindir.


Malzemeler:
-1 kg pangasius fileto
-2 yumurta
-1.5 sb galeta unu
-karabiber,tuz,kırmızı biber
-kızartmak için sıvı yağ

Hazırlanışı:

Pangalar dondurucudan çıkarılıp soğuk suyun içinde çözdürülür.Kurulanıp karabiber ve tuz ile tatlandırılır.2 yumurta  baharatlarla beraber çırpılır.
Fritözde kızartacağım için ben balıkları daha küçük parçalara ayırdım.Siz hiç bölmeyin.Fritözde güzel kızarmayınca yeniden tavaya aldım.

Panga filetolar önce yumurtaya sonra galeta ununa batırılır.Kızgın yağın içinde her iki tarafı kızartılır.

Afiyet olsun...

 

8 Temmuz 2011 Cuma

Yuvaya Dönüş ve Elton John konseri

25 hazirandan 4 Temmuza  kadar 5 yıldızlı Termal  bir otelde görevde yükselme eğitimine katıldım.Günlerim açık ceza evinde gibi geçti.Havuz,sauna,hamam, yemek, ders, yemek ders  şeklinde geçti.Birde havanın buz gibi olması,termal havuzda yanıp, soğuk duşun altında serinlediğimi sanıp üşütmem ve  akşam yemeğinde yengeçten kırmızı ete gibi fantastik bir menü üzerine çiğ köfteyle yaptığım final sonucunda ertesi gün kendimi hastanede bulmam gibi son derece sıkıcı badireler atlattım.Karın ağrısından  kıvranmama mı yanıyım,koluma takılan serumun hortumunun çıkmasıyla etrafı kan gölüne dönüştürdüğüme mi yanıyım az olan kanımın oraya boşalmasına mı üzülüyüm bilemedim.

Günleri saya saya bitirdim ve evime geri döndüm.Hoşuma giden tek şey okçuluk oldu:)Erosla aramın pek kötü olmasından dolayı baktım bana bir faydası yok, okumu kendim atıyım dedim:)))Anladığım kadarıyla bu oku attığım adamlada son bakışmamız olacak:)Çok çok eğleceli bir spor:)


Ankarada olmak başka güzel:)Çarşamba akşımı Elton John Konseri için evden çıktığımda yine geç kalmıştım.Hava bunaltıcıydı ve ben  bulduğum ilk taksiyle Arena spor salonuna gitmek için yola koyuldum.Birden gök gürlemeye ve sağnak yağmur yağmaya başladı.Yağsın istediği kadar ama o akşam değil yaaaa!

 

Fönlü saçlarım ne olacak, trafik sıkışacak, geç kalacağım derken garın karşısında taksiden indim.Sağnak yağış altında ninjalar gibi koşarken flaşlar patladı:))Gazeteciler fotoğraflarımı çekiyor... Kapıya doğru ilerledim.Eline şarabı, birayı alan sanki film galasına gelmiş gibi   salınıyor.


Fotograf:ANADOLU AJANSI - CEM OZDEL


 

Baktım ki VİP kapısındayım:)Nilüferi arayıp şemsiyeyle yetişmesini söyledim.Ait olduğumuz  yurdum insanı kapısından içeri girdik.Konser çok eğlenceliydi.Yaklaşık 2.5 saat sahnede kaldı.Performansı süperdi.Geceyi evi yakın olduğu için Nilüferlerde bitirdim.

 


Nilüfer BARIN-Dilek BOZ



Hep küçük bir yerde sakin bir hayat yaşamak istesemde sanırım ben büyük bir şehre aitim...

Uzun süre aynı yerde kalamıyorum...

 

23 Haziran 2011 Perşembe

Arkadaşlarımın Objektifinden ....

Mardin gezisinde haberim olmadan  çekilen ve modellik yaptıklarımdan oluşan fotoğraflar.

Hepinize teşekkür ediyorum...

Melih ÖZBEK


 


Modelimiz Beyhan'ı büyük bir şevkle çekiyoruz.


 


Soldan sağa:) Ersin İLDAY,Mahmut Barış Alp,Beyhan ÜNAL,Beyhan ÖRNEK ve ben


 



Ersin İLDAY


 


 


 



Dara su sarnıcından çıktığımda yorgunluktan ve nemden bitmiş halim:) ama hala ışık çok güzelmiş beni şurda çekermisin :)  durumu


 




 

Gökyüzüne tırmanış


 



Mahmut Barış Alp


 


 



 



 



 



 



 

Sabunda doğallık testi:)


Hapşuuuu şeklinde bir durum varsa o sabun kesinlikle doğal değildir:)


 



Beyhan ÜNAL


 


Beyaz Su Vadisi dinlenmek ve yemek için güzel bir yerdi.


 


 


Tubanın annesinin zorla bağladığı saçlarını açtım.KAlın telli ve benim saçlarımın 3 katı saçları kıskanılmayacak gibi değildi.


Şansın bol Bahtın güzel olsun Tuba:)


11 Haziran 2011 Cumartesi

Aklın Fazlası Cehennem

Şizofreni Dernekleri Federasyonu liderliği ve Bilim İlaç desteği ile şizofreni hastalığına dikkat çekmek ve şizofreni hastalarını topluma kazandırmak amacıyla başlatılan “Gerçekler Maskelenmesin” isimli projenin öykü yarışması birincisi Süveyda Ölüdeniz’in “Kanatılmış Sözcükler Kitabı” adlı eserinden uyarlanmıştır.

 

http://www.youtube.com/watch?v=m_lrTXaWuTk&feature=player_embedded

Seslendiren : Atakan Arısoy

 

 

Hayatı güzelleştiren şey tehlikeyi sevmektir.
Hayatı güzelleştirmek istiyorsan dünyanın en tehlikeli şeyini sevmeyi öğrenmelisin:

İnsanı!

Buna kendini sevmekle başlayabilirsin...

Dereceye giren öykülerin bir arada olduğu kitap:

http://www.idefix.com/kitap/hepimiz-deliyiz-suveyda-oludeniz/tanim.asp?sid=SP6GOJXTDD0DZP7P6KC6

 

2 Haziran 2011 Perşembe

HASANKEYF-MİDYAT-DARA-SAVUR- MARDİN GEZİSİ 3. ve 4.GÜN

Yoğun iş tempom ve  hayatımdaki büyük değişiklik planları  sebebiyle gezi yazımı burda bitiriyorum.Altında imzam olsun olmasın bütün fotoğraflar bana it olup, tüm hakları saklıdır.

Bir sonraki yazı  ben fotoğraf çekerken  habersizce çekilen fotoğraflardan  ve modellik yaptıklarımdan oluşacak:)

SAVUR



Savur İlçesi tarihi bir dokuya sahip Mardin’e benzeyen şirin bir ilçedir. Dağ yamacına kurulu hükümran konumu ve binalardaki taş işçiliğinin mükemmelliğiyle dikkat çeker.

 


KILLIT KÖYÜ


Savur'a on kilometre uzaklıktaki Süryani köyü, Kıllıt 'a gidiyoruz. Terk edilmişliğin ezikliğini sırtında taşıyan köy, hüzünlü mü hüzünlü!.... Kıllıt 'ın anlamı Süryanice “azalan ” demekmiş.



Gezinin son iki gününde mardinde geçiriyoruz.



MANASTIRLARIN RESSAMI: NASRA ŞİMMESHİNDİ









Fotoğraflarda  görüldüğü gibi Mardinde kapıların 2 tokmağı var. Görüntüleri hemen hemen ayni olmasına rağmen
çıkarttıkları sesler farklı. Kalın ses çıkaranı
erkekler çalıyor ki, kapıyı erkek açsın. İnce seslisi
bayanlar için ...



Dar Mardin sokakları


 



Mezopatamya insanlarına ait portreleride sizlerle paylaşıyorum.