
Zülfü Livanelinin kitabının dün akşam okumuş ve çok etkilenmiştim.Kitap hakkında ayrıntılı bir bilgi vermektense kısa cümlelerle açıklayıp sadece alıntı yapmak istiyorum.
Kitapda evi elinden alınan Leyla'nın şahsında Osmanlı'dan günümüze İstanbul'un dönüşümü, göçmenlik, mülkiyet hakları, kuşak ve kültür çatışmaları, birbirini hiç tanımayan üç ayrı karakterin yaşamlarının kesişmesi anlatıyor.
Kentlisi-köylüsü, varsılı-yoksulu, din hocası, söz sahibi bankacısı, gazetecisi... Her birinin bir nedenle ötekinin yaşamına girdiği, onu değiştirdiği günümüz Türkiyesi... Ve bir roman kahramanı gibi öne çıkan pırıltılı Boğaziçinde, Bosnalılar Yalısının ilginç dünyası...
Kitapda "Bu da geçer ya hu yu" gülümseyerek okumak ve sık sık tekrarlamak mümkün.Bir gecede bitecek akıcı ve içine çeken bir kitap...
(İstanbul'un işgal edilmesinden sonra bir parola şeklinde bütün istanbul'a yayılan söz.
İşgal altındaki istanbul'da bu sözü evinin ya da iş yerinin duvarına asan herkes milli mücadeleyi desteklediğini gösterir ve işgali sessizce protesto edermiş.)
Zülfü Livanelinin Son Adasını da okumuş Leylanın Evi kadar etkilenmemiştim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder